Jinekolojik kanser tedavisinde da Vinci robotik cerrahi yöntemi
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüm sektörlerde inovasyon dalgası hız kazanıyor. Akıllı teknolojiler, birçok süreçte kritik bir rol üstlenirken, bu durum fikir ayrılıklarına da neden olabiliyor. Farklı sektörlerden uzmanların bazıları, akıllı teknolojilerin işlerini elinden alacağını düşünürken, farklı bir görüş ise teknolojiyi teşhis ve tedavi sürecini destekleyen, dolayısıyla işini daha iyi yapmasını sağlayan araçlar olarak değerlendiriyor. İkinci görüşü destekleyen bir tedavi yönteminin haberi, sağlık sektöründen geliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Naki, jinekolojik kanserler başta olmak üzere çeşitli hastalıklarda faydalandığı da Vinci robotik cerrahi yöntemini açıklarken, bu hastalıkların nedenleri hakkında merak edilenleri de paylaşıyor.
‘Robotik cerrahi, tedavi ve iyileşme sürecini hızlandırıyor’
da Vinci olarak adlandırılan robotik cerrahi tekniğinin özellikle jinekolojik kanserlerin tedavisinde kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Murat Naki, “Minimal invaziv cerrahi tekniklerdeki son yenilikler arasında yer alan da Vinci robotik cerrahi yöntemi, özellikle rahim ağzı, yumurtalık ve rahim gibi jinekolojik kanserlerin tedavilerinde kullanılıyor. Ayrıca karın ve rahim ağrısı, ağır kanama, pelvik organ sarkması ve rahim miyomlarının tedavisinde de sıklıkla tercih ediliyor. Bu teknikte, robotik bir sistemle kontrol edilen dar, ışıklı bir teleskop ve minyatür aletler kullanılıyor. Böylece, hastaların daha hızlı iyileşmelerine ve daha az komplikasyon yaşamalarına yardımcı olunuyor” dedi.
‘Jinekolojik robotik cerrahi, açık ve laparoskopik cerrahiye göre daha avantajlı’
Robotik cerrahinin açık cerrahiye kıyasla bir dizi avantaj barındırdığının altını çizen Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Naki, “Robotik cerrahinin daha az kan kaybı, transfüzyon ihtiyacı, ameliyat sonrası ağrı ve rahatsızlık, yara izi ve daha düşük enfeksiyon riski gibi avantajları bulunuyor. Ayrıca, ameliyatların daha hassas bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor. Hastalar, robotik cerrahi sonrası kısa bir sürede günlük yaşamlarına dönebiliyor. Bu tedavi seçeneği, hastaların kanseri daha etkili bir şekilde yönetmelerini ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini mümkün kılıyor” ifadelerini kullandı.
Jinekolojik hastalıkların 3 nedeni: Enfeksiyon, hormonlar ve genetik
Dünya genelinde birçok kadının jinekolojik hastalıklarla mücadele ettiğini belirten Prof. Dr. Murat Naki, bu hastalıkların 3 ana nedenini şöyle anlattı: “Rahim, yumurtalıklar ve diğer üreme organlarında görülebilen jinekolojik hastalıkların üç ana nedeni bulunuyor. Bunların ilk sırasında enfeksiyonlar geliyor. Kadın üreme organlarında meydana gelen enfeksiyonlar, jinekolojik hastalıkların yaygın bir nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Bunlar bakteriyel, viral veya fungal enfeksiyonlar, vajinit, servisit ve pelvik inflamatuar gibi çeşitli rahatsızlıklara da yol açabiliyor. Cinsel yolla bulaşan HPV gibi enfeksiyonlar da bu kategoride yer alıyor ve rahim ağzı kanseri gibi daha ciddi durumlara sebep olabiliyor.”
‘Doğuştan gelen anatomik anormallikler de jinekolojik hastalıklara zemin hazırlıyor’
Hormonal dengesizliklerin de jinekolojik hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olabileceğini belirten Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Naki, “Adet düzensizlikleri, polikistik over sendromu (PCOS), endometriozis ve menopoz gibi durumlar, hormonal değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bu gibi faktörler, üreme organlarının normal fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Öte yandan kadın üreme sisteminin anatomik yapısındaki sorunlar veya organlarda oluşan tümörler de rahim myomları, over kistleri, rahim ağzı polipleri ve rahim kanseri gibi jinekolojik hastalıkların oluşmasını tetikleyebiliyor. Doğuştan gelen bazı anatomik anormallikler de hastalıklara zemin hazırlayabiliyor” şeklinde konuştu.